“Bir gün Bayburt’lu Âgah, birgün Reşad Bey olduk,
Ayyıldızlı bayrağız, hepimiz Kurt Kaya’yız…”
-Turan Ocakları Kurt Kaya Marşı’ndan-
Aralık 1879’da İstanbul’da doğan Reşat Bey, 1896’da Harp Okulu’nu bitirdikten sonra, Türk Ordusu’nun farklı komuta kademelerinde görev yapmış; Trablusgarp ve Balkan Savaşları’na katılmıştır.
Askerî Mahkeme üyeliği de yapan ve Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi’nde olağanüstü kahramanlığı ile dikkatleri çektikten sonra getirildiği 17. Alay Komutanlığı görevindeyken Muş’un Rus işgalinden kurtarılmasında da önemli rol oynayan Reşat Bey, XVI Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa’nın takdirlerini kazanmıştır.
Ünlü Ziya Paşa’nın oğlu olan Reşat Bey, daha sonra 53. Tümen Komutanlığı’na getirilerek Suriye Cephesi’nde görevlendirilmiştir.
1918’de İngilizlere esir düşen Reşat Bey, daha sonra esaretten kurtulur kurtulmaz Aralık 1919’da Millî Mücadele’ye katılmak üzere İnebolu’dan “İstiklal Yolu” üzerinden Ankara’ya geçmiştir.
Reşat Bey, Mustafa Kemal Paşa tarafından 11. Kafkas Tümeni (sonradan 21. Tümen) Komutanlığı’na getirilmiştir.
Yarbay rütbesi ile İnönü ve Sakarya muharebelerine de iştirak eden ve olağanüstü performans gösteren Reşat Beye, son olarak 57. Alay Komutanlığı görevi verilmiş; bizzat Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından, Büyük Taarruz’un ikinci gününde, muharebenin ve de ülkenin -ulusun kaderini etkileyecek en kritik mevkide yer alan -Sincanlı Ovası’ndan Dumlupınar’a kadar tüm yolların önündeki en stratejik engel olan- Çiğiltepe’yi düşmandan temizlemesi emredilmiştir.
Ne var ki, bu tepenin önemini çok iyi bilen Yunan Başkomutanı Trikopis ise, en zinde kuvvetlerini, üstün ateş gücüyle bu tepeye yığmış; tahkimatı tamamlamıştır.
Büyük taaruz esnasında Çiğiltepe çok önemli bir yer teşkil etmektedir zirâ bu tepe yunanlılar’dan en kısa sürede kurtarılmasa düşman hattı yarıp Ankara’ya iyice yaklaşacaktır.
27 Ağustos 1922 sabahı Albay Reşat’ın komutasındaki 57. Tümen, Çiğiltepe’yi kuşatmış, düşmanı bu tepeden temizlemeye çalışmaktadır.
Bu sırada Albay Reşat Beğ ile Başkomutan Mustafa Kemal arasında geçen ve resmi kayıtlarda da yer alan telefon konuşmaları şöyledir:
“Mustafa Kemal (10.30):
– Reşat Bey, bu önemli tepeyi ne zaman alacaksınız?
– Komutanım, yarım saat sonra alacağız.
– Başarılar diliyorum.
Mustafa Kemal (10.45):
– Düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli.
– Komutanım tepeye düşman bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız komutanım, mutlaka alacağız.
Mustafa Kemal (11.00):
– Reşat Bey’i istiyorum.
– Komutanım, Reşat Bey size bir mesaj bırakarak canına kıydı.
Okuyorum, komutanım:
“Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü tutamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım…”
Mesajı duyan Mustafa Kemal Paşa’nın gözlerinden yaşlar boşanır:
– “Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir.” der…
11.45′te Başkomutanın telefonu çalar:
– Çiğiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası’na doğru kaçmaktadır, arz ederim…”
İşte Mustafa Kemal Paşa’ya yarım saat içerisinde alacağını söz verdiği Çiğiltepe’yi yarım saatte alamadığı için ar eden ve canına kıyan Albay Reşat Beğ’in öyküsü böyledir.
Albay Reşat Beğ, tepenin ele geçirilmesindeki 45 dakikalık gecikme için canından vazgeçebilecek kadar sözüne bağlı ve şerefli bir vatanseverdir.
Milletini bir aile, vatanını bir ocak bilen bu yürekli kahraman vatanının geleceği için yaptığı onlarca hizmeti bile yeterli görmeyip, 45 dakika geciken zafer için kendini cezalandırmıştır.
Albay Reşat Beğ’in komutanına verdiği sözü yerine getiremediği için canına kıydığını duyan emrindeki mehmetçik vefa duygusu ile canını hiçe sayarak çok kısa bir sürede 45 dakikada Çiğiltepe’yi yunanın elinden geri almış ve Reşat Beğ’in ruhunu şad etmiştir.
Reşat Bey’in cenazesi, bir gün sonra Sandıklı Hastanesine getirilmiş ve yıllarca bu ilçedeki anıtlı kabristanında yatmıştır. Naaşı, 1988 yılında Ankara Devlet Mezarlığı’na nakledilmiştir.
Şahadetinin sonrasında TBMM kendisi adına ailesine İstiklal Madalyası takdim etmiştir.
Soyadı Kanunu çıktığında ailesine “Çiğiltepe” soyadı Atatürk tarafından verilmiştir.
Reşat Bey’in şehit düştüğü Çiğiltepe’de 57. Tümen komutanı Reşat Bey ve o çevrede şehit düşenlerin anısına yaptırılan şehitlik, 22 Haziran 1996’da hizmete açılmıştır. Girişte, Reşat Bey’in bronz bir büstü bulunur.
Böylesi kahramanların unutulmaması, unutturulmaması ve Türk Genci’nin bu kutlu ruhla yaşaması dileğim ile,
Büyük kahraman Albay Reşat Beğ’i ve silah arkadaşlarını rahmet, minnet ve şükranla anıyorum…
* Mamak’taki Çiğiltepe Ortaokulu’nun adı Turhan Polat Ortaokulu olarak değiştiren zihniyeti Türk Milleti’nin unutmayacağı ve unutturmayacağı bilinmelidir!