Devlet yönetmek kolay bir iş değildir.
Devlet yönetiminde vatandaş için esas olan adalet ve güvenliktir.
Devlet yöneticileri vatandaş esaslı değil de menfaat ve erk esaslı davranırlarsa, etrafta kaos ortamı hâsıl olur.
Kaos ortamında vatandaşın kafasına taş düşse vatandaş devleti sorumlu tutar.
Bundan dolayıdır ki vatandaşın devlete ve devleti yönetenlere güveni kalmaz.
Devlete güveni kalmayanlar ya adaleti kendileri sağlamaya çalışırlar -ki bu telafisi zor kayıplara sebep olur- ya da kaostan nemalanmak isteyenlerin oyununa gelirler ki bu durumda çöküş hızlı olur.
Her iki durumda da oklar bir anda devletin yöneticilerine çevrilebilir.
Böyle bir durumda çevrilen onbinlerce oklardan en azından birinin hedefine ulaşması kaçınılmazdır.
Bunun için olası bir kaos ortamında devlet yöneticileri akıllarını başlarına almalı ve bir an önce adalet mekanizmasını doğru çalıştırarak, güvenlik konusunu ciddiye almalıdır.
Zira öfkeli, devlete güvenini kaybetmiş, her türlü provakasyona açık ve denetimsiz kalabalıkları durdurmak zor olacaktır.
Sonuç olarak devlet yönetmek başta da söylediğim gibi çocuk oyuncağı değildir.
Devlet yönetiminde,
“Ben yaptım oldu”
“Beni aldattılar”
“Allah affetsin”
“Millet affetsin”
“Kandırıldık”
“Kafama göre hareket edebilirim…” vs sözlerinin sonu hep hüsran olmuştur…
Tarihte bu tür sözler ve zihniyetle devlet yönetmeye çalışanların, zamanla tiranlığa dönüştüklerinin ve sonunda hayırlı olmayan düşüşlerinin çokça örneği vardır…
Halk genelde sessiz ve sakin duran bir kalabalıktır…
Pek tabi adalete güvendikleri ve güvenlik konusunda endişeli olmadıkları sürece!
Murat ÇALIK