-Şah Kavadh’ın Hikayesi-
Günümüzde yaşadıklarımız, her geçen gün çığlığı yükselen şehit anaları buna karşın koltuk sevdalısı politikacılar, mankurtlar, münafıklar, hırsızlık, arsızlık, şerefsizlik, hainlik ve kahpelik yapanları gördükçe,
Hak yiyenlerin, hırsızlık yapanların, adaletsiz davrananların, öldürenlerin, bölenlerin, parçalayanların ve ihanet edenlerin yüzümüze bakarak sırıttığına şahit oldukça milletime bir şeyi hatırlatmam gerekliliğini hissettim hem de tarihi bir örnek ile…
İşte bu yüzden bu yazıdaki “argo” geçen kelimeyi, tarihten örnek vermek amacıyla bile olsa kullandığım için okuyanlardan özür dilerim…
Türk Tarih’i birçok kahramanlıkları, zaferleri, dersleri ve şanlı direnişleri bize anlattığı/gösterdiği gibi ihanet, kahpelik ve rezillikleri de anlatır/gösterir bizlere…
Mesela bunlardan bir tanesidir, İran Şahı “Kavat’ın” yaşadıkları…
M.S 4. yy’ın son çeyreğinde Persler’in Hristiyan olduğu bir dönemde Mazdek önderliğindeki anarşist Mazdekîler, İran şahı Kavat’a karşı halkı kışkırtmaya başlatırlar…
Şah Kavat kendisi zenginlik içerisinde diktatör gibi yaşarken, halkı da fakirlik ve sefalet içinde yaşadığı için, bu kışkırtmalar gitgide fazlalaşır ve olay Kavat için tehlikeli hâle gelir.
Şah Kavat önce Mazdek ile anlaşma yoluna gitti ise de, sonrasında para, pul ile yanına çekemeyince, Mazdekiler’den etkilenerek güzel karısını Mazdek’e ikram(!) eder…
Kavat’ın müsamaha göstermesiyle, Mazdek etkinlik kazanıp ülkeye hakim olunca, yayılan ahlaksızlar ve bozulan düzen yüzünden yaptığı hatayı anlayan ve pişman olan Kavat, çareyi zamanın savaşçı ve dürüst diye tanınan Türkler’den güçlü Akhun’ların yardımını istemekte bulmuştur.
Türk Töresi’nin ve anlayışının kavrayamayacağı hatta nefretle bakacağı şeyleri öğütleyen Mazdekîler’in görüşlerine(1) çok kızan Akhunlar, büyük bir orduyla İran’a girerler ve belki de yüzbinlerce kimseyi öldürerek ülkeyi tertemiz hâle getirirler ve tahtı tekrardan Kavat’a geri verirler.(2)
Ama gelin görün ki; Türk’ün hafızasında Kavat’ın adı çıkmıştır bile…
Bu yüzdendir ki karısını Mazek’e sunan sapıklığı yüzünden Türkler o gün bugündür aynı fiili yapan şerefsizleri, bu hükümdarın adıyla yani “gavat-kavat”(3) sözüyle adlandırırlar.
gavat, fuhuş, zina, livata…v.s gibi kelimeler Türklerin bu filleri bilmemesinden dolayı Türkçe değildir ve bu kelimelerin Türkçe karşılığı yoktur…
Bu yüzden yukarıda bahsettiğim tipteki ahlaksızlıkların adlarını Türkler o ahlaksızlığı/şerefsizliği yapanların dilleriyle/isimleriyle anmışlardır.
Bu tarihi bilgiyi neden anlattım?
Çünkü bu bilgi bile Türk’ün alışık olmadığı ve/veya hoş göremediği hatta nefret ettiği şerefsizlikleri yapanları unutmayacağını hatta gelecekte bu tip şerefsizlik yapanları da aynı Kavat’a yaptıkları gibi bu rezil fiilleri yapanların adlarıyla anacaklarını söylemek için anlattım…
Şimdi sormak isterim milletime…
Bundan yıllar sonra…
Kendine ihanet edenleri,
Hırsızlık yapanları,
Yetim hakkı yiyenleri,
Paraya ve koltuğa kendini satanları,
Kahpelik edenleri,
Hak yiyenleri,
Tecavüzcüleri hoş görenleri,
Evlatlarının öldürülmesine ses çıkarmayanları,
Menfaati için vatanını satanları,
Kendi geleceği için milletin geleceğini mahvedenleri,
ve milletin emanetini peşkeş çekenleri…
Türk Milleti hangi isimle/isimlerle çağıracak sizce?
Zannediyorum siz o “isimleri” iyi biliyorsunuz!
Bu kut’lu millet kendine hizmet edeni de, kendine ihanet edeni de, şerefsizlik yapanı da…
U-NUT-MAZ!
Selam ve saygılarımla…
Murat ÇALIK
23.10.2015
DİPNOTLAR
(1) Mazdek’in fikirlerini özetlemek gerekirse;
Dünyada hiçbir kimsenin mülkü yoktur, özel mülkiyet kaldırılmıştır.
Nikah yok hükmündedir, evlilik değil serbest ilişki esastır. Karşıdakinin rızası varsa, isteyen istediğiyle birlikte olabilir.
Her ne varsa ortaktır, Tanrı onları insanoğlu birlikte kullansın diye yaratmıştır.
Hiç kimse bir malı, evi, kadını veya erkeği sahiplenemez. Ortak mülk vardır.
(2) Mehmet Salih Özalp, Çöle Düşen Deli, Altıncı Yazıt,
Türklerin Kökeni, Osman Karatay, s.235
(3) Gavat-Kavat: Yolsuz birleşmelere aracılık eden(kimse), kendi nikahlısını başkasına ayarlayan