Böyük tarihçi(!), mütekeffir(!) ve bu dönemin bize rezil armağanı(!) Mustafa Armağan efendi tivitirda bir fotoğraf paylaşmış ve şöyle demiş;
“Bu haritadaki adaları gören birinin sağdaki devletin(Türkiye) soldaki devleti(Yunanistan) denize döktüğüne inanması için ahmak olması gerekir…”
Fotoğrafta bir harita bulunuyor -ki yazının başında paylaştığım fotoğraftır- haritada ege denizi adaları gözüküyor…
Ben haritadaki yeşil boyalı yerlere baktığımda Osmanlı Devleti’nin 1800 ile 1922 yılları arasındaki kaybettiği toprakları görüyorum.( mesela 1911’de kaybedilen 12 ada gibi)
Anlaşılıyor ki, Mustafa Armağan ve onun gibiler fotoğrafa da hayata baktıkları gibi “farklı” yerden bakıyorlar…
Bir de ekliyor böyükkk tarihçi(!) “bu haritaya bakarak birinin Türk’ün yunanı denize döktüğüne inanması için ahmak olması gerekir” diye…
Mustafa Armağan ve onun gibiler, biliyorum yine anlamayacaksınız fakat olur ya sizin ‘algı yönetimli yalanlarınıza” inanan bir kişi bile bu yazdıklarımı anlar da yanlışından döner diye bu yazıyı yazıyorum…
yunanın denize nasıl döküldüğünü haritalara ve 2017’den bakarak değil,
İşgal yıllarındaki(1914-1923);
* yunanlı şerefsizlerce defalarca tecavüz edilmiş Müslüman Manisalı Türk kadınlarına,
* Evleri ocakları yakılmış Müslüman Salihli’li Türklere,
* Kafası kesilmiş Sarıgöllü çocuklara,
* Karısı hunharca katledilmiş Alaşehir kaymakamına,
* Ellerinde ceplerinde ne varsa gaspedilmiş Akhisarlılara,
* Hutbesini tamamlamadan yunana karşı savaşmaya giden Denizli müftüsü Ahmet Hulusi Efendiye,
* Maraşlı Müslüman Türk kadınının başörtüsüne el uzatan alçak ermeni piçine karşı üzerinde tırnak çakısı bile olmadan karşı gelen ve şehid edilen Çakmakçı Sait’e,
* Çiğil tepesini dediği dakikada alamadi diye canına kıyan Albay Reşat Bey’e,
* Kurt Kaya Tepesini almak için şehit düşen Bayburtlu Agah Efendiye,
* Halkapınar şehitlerine,
*…ve Bursa’daki sandukası yunan başbakanı Venizelos’un piçi tarafından tekmelenen Osmanlı Devleti’nin kurucusu Atam Osman Bey’e sorarak öğrenebilirsiniz…
Yoksa yukarıdaki yiğitlere sormadan, oturduğumuz sıcak yuvalarımızdan ve bugünden yunan nasıl denize dökülmüş anlayamayız…
Anlaşılıyor ki, beyine, tarih bilgisine ve idrâk’e sahip olmayanların bizim gibilere yaptıkları ve yapacakları beyhude zulümler hâlâ bitmedi…
Olsun!
Bizde bu zulümleri bitirecek evvelAllah iman da, akıl da, donanım da var…
Ha bu arada…
Anlamadığı şeyler hakkında yorum yapanlara ve ahkam kesenlere bizim orada ‘ahmak’ derler…
Yalan söyleyen yalancılar utansın!
Ves’selâm…
Murat ÇALIK
04.03.2017