Siyaset devleti yönetme ve/veya yönetenleri yönlendirme sanatıdır.
Bu sanat kendi iç dinamikleri ile icra edilirse topluma fayda sağlar yok koltuk, menfaat ve güç odaklı icra edilirse toplumda kaos hâsıl olur zira siyaset özellikle de seçim atmosferinde siyasiler için “anlık” sert geçse de siyasiler yarın seçim bitip koltuklar paylaşılınca rahat ortama kavuşurlar.
Yani seçim atmosferinde birbirini hainlikle, kahpelikle, hırsızlıkla, şerefsizlikle vs suçlayan siyasileri seçim sonrası TBMM kafeteryasında kahkahalı çay sohbetlerinde görebilirsiniz.
Fakat halk bu konulara siyasiler gibi bakmaz. Halk siyasilerin gerdiği ortamda iyici gerilir sempatizanlık taraftarlığa, taraftarlık fanatizme dönüşür.
Seçim sırasında ekranda veya otobüsün üstünde miting alanlarında birbirine hakaret eden siyasiler, kamera kaydı bitince veya otobüsün koltuğuna geçince az önce yaptıklarını unutup yoluna devam eder.
Peki halk?
Halk ise kamera kaydı bittikten, siyasi otobüse bindikten sonra aldığı “gaz” ile etrafında “karşı taraf”ı arar.
İşte siyaset böyle bir şeydir. Birileri koltuk kapar, birileri de birilerinin koltuğu için başkalarına saldırır.
Siyasiler halk için vekil(!) olduğu gibi aynı zaman da önder yani İslami tabir ile imamdırlar zira halkın bir kısmı siyasilere aynı cemaatin imama uyması gibi uyarlar.
Bu yüzden siyasilerin sorumlulukları büyüktür. ( Tabi anlayana )
Son zamanlarına geldiğimiz 2023 seçim Takvimi boyunca; kullanılan rezil üsluplar, hakaretler, parti il binalarının kurşunlanması, seccade meselesi, siyasilerin birbirlerine ettiği hakaretler, kabirde dua okuyan siyasetçiye “Fatiha bilmez” denmesi, türbede siyasetçinin üzerine yürünmesi, alevi-sünni hareketleri, kasetler, dosyalar vs vs vs beraberinde sokak röportajlarında bile birbirine girip kavga eden, birbirine küfreden toplumu meydana getirmiştir.
Bütün bunları gördükçe içimden “imamlara”,
Lütfen yellenmeyin!.. diyesim geliyor.
Zira siz yellendikçe cemaat etrafı iyice batırıyor.
Selam ile.
Murat ÇALIK
22.04.2023