Bir tarafta kimseyi beğenmeyen, şikayet etmeyi, eleştirmeyi ve yanlış aramayı âdet edinen ama çözüm sunmaya gelince susan, yukarıdan bakan egosu yüksek böyükler(!),
Bir tarafta bölücüye, teröristte ve haine ses çıkaramayan, fakat milliyetçileri tehdit ettiğini zanneden çakma milliyetçi(!) güççükler,
Bir tarafta küsen, darılan garipler,
Diğer tarafta tabelaya tapan makam sevdalısı medreseli devcikler(!),
Bir diğer tarafta senelerdir ihanete göz yuman, alışkanlıklarını davasının önüne koyan her defasında milleti uçuruma götürenlere oy vermeyi milliyetçilik zanneden seçmencikler,
Başka bir tarafta nerede kalabalık görse modaya uyup aralarına karışarak kırmızı çizgilerinden vazgeçen yığınlar,
Şu tarafta slogancı, daha neye inandığını bile bilmeyen saftirikler,
Aha şurada da, birilerinin elini taşın altına sokmasını bekleyerek oturduğu yerden ahkâm kesen zübükler…
Şimdi soru şu…
Eldeki malzeme bunlarsa ne yapabilirsin?
…
Cevap…
Gerekirse sıfırdan malzeme bulur/yetiştirir,
Harcını Türklükle yoğurur,
Tuzunu fedakârlık, biberini de adanmışlıkla atar,
Suyunu muhabbetle doldurur,
Ateşini inanmışlıkla kızdırır,
Tabağa dava ile katar,
Sofraya kahramanlıkla servis ederim!
Şimdiden afiyet(!) olsun…
Yersen tabi!
Murat ÇALIK