Yıl 1994
Yer Tokat Anadolu Öğretmen Lisesi
Lise üçüncü sınıftayım…
Okul müdürümüz Ebubekir Bey…
Ebubekir Saraçoğlu saçları beyazlamış, dışarıdan bakıldığında orta boylu, babacan, efendi ve sessiz sakin bir adamdı.
Öğrencileri isim isim bilir ve çoğunun anne babası ile tanışır ve öğrencisini hissettirmeden izlerdi.
O zamanlar anlayamamıştım ama ilkokul öğretmenim cennet mekan Ahmet Arslan Hocam ile Ebubekir Hocam’ın yıllarca içime işlemiş millet sevgimdeki katkıları en az babam kadar vardı…
Ebubekir Hocam aklıma geldiğinde yüzümde hep gülümseme oluşur. Bunun nedeni bana garip gelen bazı uygulamaları ve yüzünden hiç eksik olmayan gülümseme olabilir…
Bir Pazartesi okulu topladığında; “Bazılarınız sigara içiyormuşsunuz, perşembe günü arama yapacağım hele bir çıksın o zaman görüşürüz” dediğinde sınıfın suratındaki gülümsemeyi unutamam…
Tabi ki o perşembe kimse yakalanmamıştı fakat arama yapıldı diye ‘rahatlamış’ sınıfta sonraki Salı yapılan aramada yakalanan çok olmuştu… 🙂
Herhangi bir öğrencisine sinkaf ettiğini hatta kötü bir söz söylediğini dahi hiç duymamıştım ta ki…
Okulda bir kısım dallamalar, Türk Tarihi’ne atıfata bulunarak “1923’ten önceki Türkler’i tanımıyoruz” gibi laflar ediyorlardı.
Bir gün Ebubekir Hocam sınıfımıza girdi…
“Arkadaşlar!
Duydum ki bazıları 1923’ten önceki Türkleri tanımıyoruz diyorlarmış.
Size şu kadarını söyleyim Türkler var olduğundan bu güne kahramanlıkları ve adaleti ile tarihe adını yazdırmış kutlu bir milletir ve öyle denildiği gibi 70 yıllık, 700 yıllık değil 5000 yıllık bir tarihe sahiptir. Türk Tarihi’ni bölmek ancak düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürer.
Bu sözü söyleyenlere tek bir cümlem var…
Aslını inkar eden haramzâdedir, tarihini bilmeyen, tarihini kabul etmeyen ise p.çtir” dedi ve arkasını döndü gitti…
Ben dört sene boyunca ilk kez bu kadar sinirli görmüştüm Ebubekir Bey’i…
Yukarıdaki cümleleri söyleyiş biçimi hâlâ kulaklarımda, yüzündeki kızgınlığı hatta doğru anlatımla kırgınlığı hâlâ gözlerimin önünde…
Dün birileri 1923 öncesini tanımıyordu, bugün de birileri 1923 sonrasını tanımıyor…
Bu iki sakat zihniyete en güzel cevabı Ebubekir Hocam verdi…
Ebubekir Hoca gibileri ve onun izinden giden öğrencileri oldukça bu iki p.ç zihniyet ancak ve ancak avuçlarını yalayacaklardır…
Ebubekir Hoca gibi öğretmenler ve bu öğretmenlerin öğrencileri yaşadıkça tarihimizi ve değerlerimizi kimse bölemeyecek, bizi kimse ayrıştıramayacaktır…
Ebubekir Hocam ben mezun olduktan bir süre sonra vefat etti…
Allah rahmet eylesin. Ruhu şâd, mekânı cennet olsun hocamın…
Başta ilkokul hocam merhum Ahmet Arslan ve lise müdürüm merhum Ebubekir Saraçoğlu hocalarım olmak üzere,
Öğrencilerini evlatları gibi görüp vatana ve millete hayırlı öğrenciler yetiştiren vefat etmiş bütün öğretmenlerimizi saygıyla, rahmetle ve minnetle anıyor,
Aynı minvâl üzerine yaşayan bütün öğretmenlerimize de saygılarımı sunuyorum…
Murat Çalık