Maneviyatı olmayanın maddiyatı da kendisi ile beraber göçüp gider bu fâni dünyadan…
Kimilerinin de hem adı hem de gönül destanı kalır aynı merhum Arif Nihat Asya Hocamız gibi…
“Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın ,mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun ,yuvasını bozacağım…”
Dizelerinin sahibi, ‘Bayrak Şairi’ olarak gönüllerde taht kurmuş büyük Türk Milliyetçisi, Türk’ün ve İslâm’ın sesi, Arif Nihat ASYA Hocamız’ı vefatının yıldönümünde rahmet ve minnetle anıyorum…
Ruhu şad, mekânı cennet olsun…
Bu vesile ile Arif Nihat Asya’nın kaleminden Bayrak Şiiri’nin hikayesini sizinle paylaşmak istyorum…
“Bayrak şiirini 35 yaşımdayken yazdım.
Adana Erkek Lisesinde edebiyat öğretmeniydim.
Hatay, Gazi’nin gayretiyle Türkiye’ye bağlanmıştı. Türkiye yeni bir sevinç içindeydi. Bu sevinci Adana da büyük coşkunluklarla yaşıyordu.
Adana’nın Fransız işgalinden kurtuluşu, bildiğiniz gibi 5 Ocak 1922′dir. Bu bakımdan her sene 5 Ocak gününde Adana’da büyük şenlikler yapılır. Adeta yer yerinden oynar. Şehrin bir saat kulesi var, bir de Ulu Cami minaresi. İşte o saat kulesiyle Ulu Cami minaresi arasına her senenin 5 Ocak kutlamalarında kocaman bir bayrak asılır. Onbeş izcinin kolları üzerinde taşınan bir bayrak.
Hatay Türkiye’ye bağlandığı için 1940 yılının 5 Ocak kutlamalarının daha bir güzel, daha heyecanlı olması isteniyordu.
O bakımdan Adana Maarif Müdürlüğünden bizim okula bir yazı geldi.
Yazıda mealen deniyordu ki:
“5 Ocak kutlamasında… O güne uygun şiirin liseniz öğrencilerinden biri tarafından okunması…”
Lise müdürü bu konuda beni vazifelendirdi. Ben de öğrencilerim arasından üç dört kişi seçtim.
-Gidin kütüphanelerde araştırın.. güzel bir şiir bulun. Pek duyulmamış bir şiir olsun. Meşhurların da kitaplarını karıştırın, adı pek duyulmamış şairlerin de.
Çocuklar gittiler. Birkaç gün sonra geldiler.
-Efendim bulamadık dediler.
-Bulamadık olur mu diye öfkelendim.
Gözünüzü dört açarak bir daha araştırın dedim. Çocuklar çıkıp gittiler. Üç dört gün sonra elleri yine boş geldiler.
E peki ne olacak?
Kendi kendime dedim ki “Arif bu şiiri sen yazacaksın!”
Bir gün sonra da 5 Ocak.
Adana’da Ocak mahallesinde oturuyorum. O zamanlar bugünkü evlerde günün her saatinde elektrik yok. Geceleri petrol lambası yakıyoruz. El ayak ortalıktan çekilince petrol lambasının yorgun ışığı altında bayrağımıza sığınarak kalemi elime aldım.
Şafak sökerken Bayrak şiiri hazırdı.
O gece, şiiri nasıl yazdımsa, öylece kaldı.
Üzerinde ikinci bir defa oynamadım.”
Arif Nihat Asya Hocamız,
5 Ocak 1922’de düşmanın zulmünden kurtulan Adana için,
5 Ocak 1940’da “Bayrak Şiirini” yazıyor,
5 Ocak 1940’dan sonra “Bayrak Şairi” olarak anılıyor…
Ve Bayrak şairimiz 1975 yılının (Allah’ın takdiri) yine 5 Ocak günü vefat ediyor…
Bugün 5 Ocak…
Gönüllerimizde ve dualarımızdasın..
Seni rahmet ve minnetle anıyoruz Arif Nihat Asya Hocam…
Ne mutlu bu fâni dünyadan göçüp giderken “bir hoş sâda” bırakabilenlere..
Selam ve saygılarımla…
Murat ÇALIK