Murat Çalık
  • Yazılar
  • Şiirler
  • Not Defteri
  • Unutulmayanlar
  • Fotoğraflar
  • Videolar
No Result
View All Result
Murat Çalık
  • Yazılar
  • Şiirler
  • Not Defteri
  • Unutulmayanlar
  • Fotoğraflar
  • Videolar
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Murat Çalık

BİR HASRETİN ADI “KIRIM”

3 Kasım 2019
BİR HASRETİN ADI “KIRIM”
93
VIEWS
PaylaşPaylaşPaylaş
Tarih : 1944 yılı 17 Mayıs’ı 18 Mayıs’a bağlayan gece…

Kırım Türkleri’ne, kızıl rus başı yoldaş(!) Stalin’in bir emri iletildi…

İki saat içerisinde, evlerinden hiçbir eşyayı almaksızın, bulundukları köyün, kasabanın, şehrin meydanında toplanmaları istenildi. 

Aynı gece Kırım Türklerinin evlerine zorla giren Kızıl ordu askerleri evleri terk etmelerini emrediyordu. 

Evini terk etmek istemeyenler zorla götürüldü, direnenler ise öldürüldü. 
 
3 gün içerisinde yaklaşık 180 bin Kırım Türk’ü hayvan taşınmasında kullanılan tren vagonlarıyla 151 bini Özbekistan olmak üzere Rusya Federasyonun farklı bölgelerine sürgün edildi. 

Kırım Türkleri 18 Mayıs 1944 gecesi ebedi vatanları Kırım’dan hoyrat, hodbin ve bin bir türlü eza ve cefa çektirmelerle katarlarda, hayvanların dahi konulmayacağı yerlerde ‘tıkış-tıkış’ sıkıştırılarak ölüm vadisi Sibirya ve Orta Asya çöllerine bırakılıdı…

Yaklaşık bir ay süren yolculuk boyunca 200 bin Kırım Türk’ünden soğuk, hastalık ve açlıktan 50 bini hayatlarını kaybettiler…
Bu sürgünden yaklaşık 4-5 sene içerisinde açlıktan ve hastalıktan vefat eden soydaşlarımızın sayısı 100 Bini bulur…
 
Dünya insanlığı için bir “Utanç Günü” olan 18 Mayıs 1944, zulüm altında olan TÜRK olduğu için gözardı edilir dünya ülkeleri tarafından…

Kırım Türkleri sürgün edildikleri bölgelerde fabrika ve işletmelerin bulunduğu köy ve kasabalara yerleştirildiler. Uzun bir müddet son derece ağır şartlar altında yaşam mücadelesi verdiler. 

Birkaç yıl içerisinde açlık, susuzluk ve hastalık gibi sebeplerden göç eden nüfusun yarıya yakını hayatını kaybetmiştir…
(Kemal Özcan Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi (1944-1990))

Bu arada Kırım’dan sürgün edilmesi unutulan Arabat Köyü’ndeki bütün Kırım Türkler’i 20 Temmuz 1944 günü eski bir geminin içine doldurulup, denizin en derin yerine gelindiğinde ambar kapakları açılıp gemi batırılarak katledildi…

Bu zulüm; 
Üzerinden yarım asırdan fazla geçse dahi Kırım Tatar Türk’lerinin halet-i ruhiyelerinde derin travmalar bırakmıştır ve bu yara hâlâ kanayarak devam etmektedir…

Kırım Türkleri’ne reva görülen bu soysuz ve insanlık dışı zulmün 71. yılında, hayatlarını kaybeden kandaşlarımıza Rabbim’den rahmet diliyorum…

Zulmün 71. yılında katil komunistlerin, katil devleti sovyetlerin, katil diktatörü stalin’i ve yardakçılarını beddualar ile lanetliyorum!

Ve diyorum ki;
TÜRK bu zulmü unutmayacaktır!

Kırım Türkleri’nin iki nesli “vatan özlemiyle” yaşadı, Rabbim’den dileğim üçüncü nesil bu acıyı yaşamaz…

Sürgünden sonra Kırım’a dönemeyen, vatanından çok uzakta Paris’te sürgündeyken perişan bir hayat sürmüş  ve 1947 yılında Sen nehrinin kıyısında cesedi bulunmuş Kırım Türk’ü Buğra Alpgiray’ın cebinden çıkan PARİS AKŞAMLARI şiirii ile yazıma son veriyorum…
Türk Türk’e sahip çıksın, Tanrı Türk’ü korusun…

 

Murat ÇALIK
 
PARİS AKŞAMLARI 

 ”…Uyansam her sabah ezan sesiyle,
     Görsem Ayşe’ciği su testisiyle.
     Ninemi yaşmaklı namaz kılarken,
     Dinlesem dedemi Kur’an okurken,
     Başımı huşuyla yastığa koysam,
     Sonra toparlanıp yola koyulsam.
     Yahut günün şavkı vururken camdan
     Heybetli sesiyle çağırsa babam.
     Anam da “kalk yavrum aslanım” dese
     Tutup elleriyle omuzlarımdan 
     O müşfik haliyle sarılsa öpse.

     Semaver kaynarken ocak başında,
     Dünya Türklüğünden, Türk tarihinden
     Bozkurt’tan, Turan’dan söz etse dedem,
     Sonra Türklük için eylese niyaz,
     Gözlerinden akan yaşını görsem.

     Evet yurdum uzak buradan çok uzak.
     Bir ferahlık yahut bir şey umarak,
     Düşerim yollara akşam üstleri.
     Hep böyle çaresiz yıllardan beri
     Her zaman ki gibi yorgun ve bitkin,
     Artırıp yükünü hasta kalbimin
     Her an heyecanlı gözlerimde yaş
     Görmek ümidiyle bir Türk, bir dildaş
     Dolaşırım Paris caddelerini,
     Yorgun akan Sen’i, köprülerin.

     Bir karakış vakti Sen kıyısında,
     Kafamın içinde TÜRKLÜK ÜLKÜSÜ
     Ruhumu kavuran özyurt hasreti
     Böyle göçeceğim ebediyete
     Donmuş cesedimi bulup çöpçüler
     Defnedilmek üzere götürecekler
     Kimim ben ve neyim, ne bilecekler…”

    Buğra ALPGİRAY 

 

Not: Resim Kırım Türk’ü Rustem Eminov’un “Sürgünlük” adlı eseridir.
 

MCLK

Related Posts

TARİHİ “KIRPARAK” ANLATAN YORUMCU: MURAT BARDAKÇI
Yazılar

TARİHİ “KIRPARAK” ANLATAN YORUMCU: MURAT BARDAKÇI

HAFIZA ONURLU İNSANLAR İÇİN “BAZEN” LANETTİR!
Yazılar

HAFIZA ONURLU İNSANLAR İÇİN “BAZEN” LANETTİR!

AMAÇ MI ARAÇ MI?
Yazılar

AMAÇ MI ARAÇ MI?

Next Post
ATATÜRK’Ü NE KADAR TANIYORUZ?

ATATÜRK'Ü NE KADAR TANIYORUZ?

10 KASIM

10 KASIM

14 KASIM’DA NE OLDU?

14 KASIM'DA NE OLDU?

MURAT ÇALIK

not defteri

  • Yazılar
  • Şiirler
  • Not Defteri
  • Unutulmayanlar
  • Fotoğraflar
  • Videolar
No Result
View All Result