Dünde sıkışıp kalanlar, bugünü yaşayamaz dolayısıyla yarına hazırlık yapamazlar…
Bugünde takılıp kalanlar veya sadece günlük yaşayanlar, dünü ve yarını dikkate almadıkları için bugün rahat yaşayamazlar dolayısıyla yarınlara karanlık yollarda yürüyerek giderler…
Yarının hayalleriyle yaşayanlar ise, dünden ve bugünden “azık” almazlarsa yarın “aç” kalırlar…
Biz ne yaptık?
– Dünden ders almadık,
– Dünün büyüklerinin müspet fikirlerini günümüz koşulları ve gereklerine göre uyarlayıp dünden daha ileri gitmek yerine dünü kutsamaktan öteye gidemedik,
– Dünde kalan kahramanlara saygı gösterip, onların gösterdiği yolda bir adım daha ileri gitmek yerine dünün kahramanlarına ya sövdük ya da ilahlaştırdık,
– Dünü ve bugünü bir araya getirip yarın için çalışmak yerine ya dünde kaldık ya da dünü unuttuk…
Bundan dolayıdır ki; bugün çaresiz kaldık!
Bugün çaresiz kalanın yarını ne olur?
…
…
…
Peki yarının parlak olması için ne yapmak lâzım?
Dünden gelen dersleri bugünün şartları içerisinde değerlendirip yarını dizayn etmeye başlamak lâzım…
Bunu yaparken de dünün ve bugünün büyük isimlerinden çok o isimlerin fikirleri ve yapmak istedikleri üzerine çalışmak lâzım…
Ancak böyle yaparsak yarınlarda büyük isimler çıkabilecek…
Yoksa bugünün ve yarının nesillerin önlerine tıpkı bize yaptıkları gibi dünü ve dündekileri ısıtıp ısıtıp koyacaklar…
Hiç her defasında tekrardan ısıtılan yemeğin tadı ilk ısıtıldığındaki gibi olur mu?
Selam ile…
Murat ÇALIK