Değerli arkadaşım;
Siyasî ve içtimaî görüşün, inanışın, giyinişin, olaylara bakış açın ve dâhi aile yapın benimkinden farklı olabilir…
Fakat senin de bayrağı gördüğünde göğsün kabarıyor, vatan deyince akan sular duruyor, şehit haberi aldığında için cız ediyorsa seninle benim ortak noktamız var demektir arkadaşım.
Ortak noktamız şehitlerimizin kanı ile suladığı ay yıldızımız, uğruna canımızı verebileceğimiz üzerinde çokça kem göz olan vatanımızdır…
Madem ki ortak noktamız var, her nerede isen iki dakikanı bana ayır ve beni dinle arkadaşım…
Evladımızın istikbâli, neslimizin istiklâl nefesi cennet vatanımız üzerinde büyük oyunlar oynanıyor…
Zaman kendi istikbâlini değil evladının istikbâlini düşünme zamanı arkadaşım…
Zaman “taraftar” ve “robot” olma zamanı değil “bir” olma zamanı arkadaşım…
Yüzüne ne maskesi takarsa taksın, ağzında hangi süslü sözler olursa olsun, milletimizin evlatlarını katledenlere, katledenlerin sempatizanları ile tokalaşanlara, vatanımızı bölmek isteyenlere, ekonomimizi batıranlara, fetoculara, milletini sevmenin adı olan milliyetçiliği ayaklar altına alanlara, bunlara çanak tutanlara ve çanak tutanlara karşıymış gibi gözüken nato şemsiyesine sığınanlara ne yüz ne de oy verme arkadaşım…
Her şey oy vermekle bitmiyor, bu vatan emperyalistlerin elinden “oy” veren seçmenler ile değil, istiklâl için fedakarlık eden yurtseverler ile kurtuldu ve istiklâlini kazandı arkadaşım.
Ay yıldız’da senin de hakkın ve senin de görevin var unutma arkadaşım…
Vatanımızın, evimizin evi olduğu aklından çıkmasın…
Gel düşmanlarımıza karşı birbirimizi ötekileştirmeden ve marka bağımlısı olmadan el ele verelim!
Vatanımıza, birliğimize ve dirliğimize göz dikenlere fırsat vermeyelim…
Mevzû bahis vatan ise gerisini teferruat görelim arkadaşım…
Şimdi içinde bulunduğun eve bak ve evinin evi olan vatanının elden gittiğini düşün…
Allah korusun bu olursa almak için geceni gündüzüne katarak çalıştığın evinde rahat edebileceğini mi zannediyorsun?
“Millî Egemenliğin” milletin egemenliği olduğu, başta vatan olmak üzere devlet, bayrak, anayasa, yasama, yürütme, yargı ve ordunun da milletin egemenliğinde olması gerektiğini unutma!
Senin değil genel başkanların seçtiği vekiller ile oluşan meclisin milletin değil birilerinin egemenliğinde olduğunu da artık idrak et!
Gözünü seveyim bizleri bilerek ve isteyerek soktukları “taraftar seçmen” kıyafetini giyme…
İdrakini ve idealini birilerinin koltuğu için kenara bırakma…
Kötüye ve dahi kötünün iyisine değil milletin için çalışacak gerçek evlatlarına destek ol…
Gerçekten güveneceğin evlatlarını bulana kadar “seçtirme oyununa” kanma…
Kanma ki bu oyunu kuranların oyunu bozulsun…
Böyle düşünenlerin sesi daha çok çıkmazsa, sayıları fazlalaşmazsa makûs talihimiz ne yazık ki düzelmeyecek!
Kut’lu vatan, taraftarlık, tabelacılık, adamcılık, partizanlık naraları altında kaybolup gidecek…
Selam ve saygılarımla…
Murat ÇALIK