Bak kardeşim, sana durumu defalarca anlattım beni görmezden geldin…
Şimdi örnek vererek anlatıyorum ki, belki durumun önemini daha net anlatabilirim…
Yıl 1918…
İşgal altındayız…
Bir şeylerin ters gittiğinin farkındasın…
Fakat ya sesin çıkmıyor ya da susuyorsun…
Veya da bekliyorsun… (neyi bekliyorsan)
1918’de İstanbul’a geldik, “geldikleri gibi giderler” dedik…
Yanımıza baktık yoksun…
1919’da Samsun’a çıktık… Yanımızda yoksun!
Havza’ya indik… Yoksun!
Erzurum’a gittik… Yoksun!
Sivas’da meydan okuduk… Yine yoksun!
Ankara’ya geldik… Yoksun!
Gündüz çalıştık yoksun, gece çalıştık yoksun!
Aç kaldık yoksun, ölümden döndük yoksun!
Savaştık yoksun, gazi olduk yoksun, şehit düştük yoksun!
Sakarya’da yoksun, Dumlupınar’da yoksun!
İzmir’de çiçek açarken yoksun,
İstanbul’u Haçlıdan geri alırken yoksun!
…
Dar günümüzde yoksun,
Ayağa kalkacağımız günde de yoksun!
Elbet 29 Ekim 1923 gelecek…
Eğer o gün gelip de,
“Ben vatanseverim, sizi izledim, gönlüm sizinleydi, hep dua ettim, hele şükür cumhuriyeti kurduk.” dersen yani son kelimende birinci çoğul ekini kullanırsan(yani biz dersen) şimdiden söylüyorum o gün ya seni döveceğim ya da iyi bir küfür edeceğim…
Gel yapma!
Havza’da iken gel kabulümsün…
Erzurum’da, Sivas’da gel kabulümsün…
Sakarya’da, Dumlupınar’da gel kabülümsün…
La İzmir’e girerken gel vallahi yine kabülümsün!
Ama gözünü sevem az bir el at ya hu!
Bekleme yapma arkadaş bekleme yapma!
Görüyorsun ki, dik duruyorlar…
Görüyorsun ki, karşılıksız seviyorlar…
Görüyorsun ki, sen olsan da olmasan da durmayacaklar…
Görüyorsun ki, tavizsizler…
Görüyorsun ki, dertleri millet!
O zaman neyi bekliyorsun yanlarında olmak için?
Neyi bekliyorsun bu kutlu yolda tavizsiz ilerleyenlerle beraber olmak için?
29 Ekim 1923’ü mü?
Otur o zaman oturduğun yerde, sadece seyret…
Ve şunu da unutma!
Yanlışa karşı olmuşsun ne farkeder…
DOĞRUNUN YANINDA OLMADIKTAN SONRA…
Şimdi bu yazıyı okudun…
Cevap verir misin?
Yine bekleyecek misin?
Yine uzaktan seyredecek misin?
Yine iyi günde “sadece” alkışlayacak, kötü günde ortalıktan kaybolacak mısın?
Yine “doğru insanlar ama başaramazlar ki” deyip arkanı dönecek misinn?
Yoksa bu sefer “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” deyip,
Her şeyinle inançlı, azimli ve fedakârca doğrunun yanında olacak mısın?
Murat ÇALIK